Tag Archives: JİTEM

RECEP TAYYİP ERDOĞAN

18 Kas Recep Tayyip Erdoğan

AKP, uzun bir yönetme döneminden sonra duraklama dönemine girmiştir.  Bu gelişme bundan üç dört yıl öncesi beklensede, açık duraklama kendisini etken olarak göstermemiştir.

Recep Tayyip Erdoğan

Recep Tayyip Erdoğan

Bunun nedenleri toplumun, iç yapısı, birde yönetimdeki gücün AKP, karşısındakı kesimleri (CHP, MHP, BBP, başkaları) içeriden vurarak, halka AKP’yi bir tek kurtuluş yolu olarak göstermesine bağlı olmuştur.

Abdullah Gül

Abdullah Gül

Buna başka nedenlerde ekleyebilirsiniz.

Şimdi ise, AKP, kullanma günü geçmiş bir yiyecek durumuna düşmüştür. Bozulma belirtileri başlamıştır.

Bunu nereden anlayabiliyoruz? AKP, kendisini oluşturan, geliştiren, yükselten ortaklarını bir bir yittirmiştir.

Önce iç ortaklarını yitirmiştir. Bunlar kimlerdi?, yada kimlerin olusumlarıydı? Derseniz.

En etken kesim FETÖ idi. FETÖ ile AKP sağ kanadını koparttırdı. Seçimlerde pek etkisi görülmesede, FETÖ’süz, AKP’nin kendisini yasa dışı, yasa içi alanlarda eskisi gibi iyi gösterememektedir.

Tek başına çalmayı bile başaramamış, ağzına yüzüne bulaştırmıştır.

FETÖ gidince yurttaşın başarısız çocuklarına sınavlarda başarı yolu tıkanmıştır. Onun bunun yerine sınavlara başkalarını sokarak, iş kazandırma düzeni bozulmuştur.

Devlet mallarıda satıla satıla, dağıta dağıta tükenince tünelin sonu görünmüştür.

Bu gün AKP’nin bölünmesi kendisini sorgulaması gecikmişse burada MİT’in Erdoğan’ın elinde oyuncak bir kuruluşa dönderilmesindendir. Buda doğaldır. Hakan Fidan, sonradan bir indirme olarak kuruma sokulmuştur. Onun içinde oda, yönetim değişirse kendisinin yasalarla yüzleşmesinde korktuğundan, titreye titreye yasaları çizerek bu yönetimin görevde kalması için çalışmaktadır.

 

Bir düşünün, bu gün günde 4-5 kişi PKK ya karşı savaşta kara toprağa düşerken kimseden AKP ye karşı ses yükselmiyor. Ya birde bir başkası ortak olsaydı? CHP yada MHP, ne olacaktı?

Söz de yaygarada böyle olacaktı. “Ne yapalım AKP dönemi iyiydi, ancak halkımız bize ortak kazandırdı. Olaylar başladı, ölüler geliyor. Gelecek seçimde AKP ye oy verin kan dursun” diyeceklerdi.

Böyle pişkinlerle karşı karşıya bu toplum.

Bu gün gelinen yer neresidir?

AKP çok büyük bir korkuya kapılmış durumdadır. Kendi aralarında konuştukları tek konu: “Ya Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, yada aramızdan ayrılan bunca kişiler, yaptığımız yasadışılıkları dışarıya çıkarırsa ne olacağız?” biçimindedir.

 

Sonuç : Erdoğan ister geçmişteki düzende, ister başkanlık düzeninde yönetimde kalsın, Türkiye’yi yönetmeye gücü yetmeyecektir.

Eskiden yönetebiliyordu, çünkü dış güçler, ona yol gösteriyor, yasadışılıklarına göz yumuyorlardı.

Bu günlerde Erdoğan’ı tanıyan bir iki Arap topluluğu var, onlarda yakın gelecekte sıkıntılı bir ortama girerek, yön degiştirebileceklerdir.

Erdogan demek, yanılan birisi demektir, Erdoğan demek yalnız kalan « ümmet » demektir. Erdoğan demek yolu, yönü belli olmayan biri demektir.

Başkan olmasıda çok anlam taşımamaktadır.

*Onun içinde dün ayaklarının altina aldığı değerlere bu gün sarılmaktadır.

Mit’in eli ile parçalanır duruma getirdiği MHP’nin yine MİT’in eliyle ayakta durmasınıda bu nedenlerle istemektedir.

 

Erdoğan, Yahudilerlede iç içe idi.

Erdoğan, Yahudilerlede iç içe idi.

Dün Mehtap Yılmaz ağlamaklı yazısını böyle yazmış: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/mehtap-yilmaz/allah-bu-memleketi-istikameti-hamamonu-olanlara-birakmasin-13724.html

Bu gün Emin Pazarcı’da korku kokan yazısını böyle yazmış:

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/lawrence-trolice-brutus-e2-80-a6/haber-488738

 

Müftülükten Kuran kursu öğreticilerine skandal tavsiye: Çocuğa dokunun, öpün

16 Tem

Müftülükten Kuran kursu öğreticilerine skandal tavsiye: Çocuğa dokunun, öpün

Mersin Müftülüğü’nden Kuran kursu öğreticilerine skandal tavsiyede bulundu. Müftülük, “Kendinizi sevdirmek için” başlığı altında eğitimcilere “Dokunmak, başını, yanaklarını okşamak, sarılmak, öpmek” gibi davranışlarda bulunmaları önerildi.
16 Temmuz 2017 Pazar,

Mersin’de müftülüğün 4 – 6 yaş grubu çocukların da eğitim göreceği Kuran kursu seminerinde “Kendinizi sevdirmek için” başlığı altında eğitimcilere “Dokunmak, başını, yanaklarını okşamak, sarılmak, öpmek” gibi davranışlarda bulunmaları önerildi. Sunumda müftülüğün, çocuk gelişimi konusunda uzman olmayan din eğiticilerine yaptığı “dokunma” tavsiyesinin gerekçesi ise “Kendinizi sevdirmek için” denilerek açıklandı. Çocukların istismarının önünü açabilecek tavsiyeler içinde ‘dokunma’ başlığı altında “yanaklarını okşamak, sarılmak, öpmek” gibi davranışlar da sunumda yer aldı. Konuyu uzmanlar şöyle değerlendirdi:

‘Temas yanlış’

Psikolog İlknur Efeçınar: “Çocuklara öğrettiğimiz, kızların ve erkeklerin özel bölgeleri, bunun dışında erojen bölgeler, yanaklar, boyun, avuç her şey eğitimde kullanılacak materyaller değildir. Doktorun bile çocuğun annesi, babası yanındayken çocuğa dokunması ve müdahale etmesi gerekiyor. Dokunmak çok sevdiği birisinden geliyorsa ve bir iletişim biçimi olarak anlıyorsa, herkesle yapılabilir diye algılayabilir. Anne babalara da çocukları dudaklarından öpmemeleri tavsiyesinde bulunuruz.”

‘Ayırt edemiyor’

Eğitim bilimci Prof. Dr. Nejla Kurul: “Fiziksel temas, çocuğun gelişimi açısından doğru olmayan bir yöntem. Çocuklara bedeninin kendisine ait olduğunu anlatılması ve birincil ilişkilerin dışında ‘dur, yapma, dokunmanı istemiyorum’ diyebileceği bir eğitim tarzı gerekiyor. Çocuk herkesin kendisini sevdiğini düşünüyor, ayırt edemiyor. Bireyleri tanıması ve ayırt edebilmesi için çocukların küçük yaşlardan itibaren eğitilmeleri gerekiyor. Çocuğun bireysel gelişimi açısından aileden başlayarak eğitim vermek ve çocukları nesne değil özne olarak görmek gerekiyor.”

Müslüman Türkiye’de oğlancılık

12 Haz

 

Eğitim Sen, ‘Eğitimde Cinsiyetçilik Raporu’nu açıkladı: 5 ayda 182 çocuk istismarı
Eğitim Sen, 2016-2017 eğitim öğretim yılının ardından “Eğitimde Cinsiyetçilik Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, 2017 yılının ilk beş ayında 182 çocuk cinsel istismara uğradı, sokağa çıkma yasaklarından dolayı 300 bin öğrencinin eğitime erişim hakkı ortadan kalktı ve 2017’nin ilk 4 ayında her ay en az 2 çocuk iş cinayetiyle yaşamını yitirdi.
12 Haziran 2017 Pazartesi,

Eğitim Sen, öğrencilere karne verilmesinin ardından iktidarın eğitim alanındaki cinsiyetçi tutumunun değerlendirildiği “2016-2017 Eğitim Öğretim Dönemi Eğitimde Cinsiyetçilik Raporu”nu açıkladı. Eğitim Sen’in raporunun dikkat çeken ayrıntıları şöyle:

5 ayda 182 çocuk istismarı: Milli Eğitim Bakanlığı çocuk istismarını önlemek için politikalar geliştirmediği gibi konuyla ilgili istatistik tutmaya bile gerek duymuyor. MEB’in cinsel istismarı meşrulaştıran politikaları sonucu, 2017 yılının ilk beş ayında 182 çocuğun cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı.15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti. Tüm bu verilere karşın hükümet, çocuklara yönelik istismarı önleyecek tedbirleri almadı.

300 bin çocuk okulsuz: Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği il ve ilçelerde, 2015-2016 eğitim öğretim yılının başından itibaren eğitim hizmeti durdu. Nusaybin’de 32 bin, Derik’te 7 bin, Dargeçit’te 17 bin, Cizre’de 41 bin, Silopi’de 39 bin, Şırnak merkezde 40 bin, İdil’de 24 bin, Sur’da 30 bin, Silvan’da 28 bin ve Yüksekova’da 33 bin, toplamda yaklaşık olarak 300 bin öğrencinin eğitime erişim hakkı doğrudan ortadan kalktı. 2016-2017 Eğitim öğretim yılında da durum değişmemiştir. Sokağa çıkma yasaklarından dolayı öğrencilerin eğitime erişim hakkı ortadan kalktı.

Çocuk işçi ölüleri: 2017 yılının ilk beş ayında en az 741 işçi yaşamını yitirdi. 2017’nin sadece mayıs ayında ise yaşamını yitiren 146 işçiden 4’ü kadın 5’i ise çocuk işçilerdir. 2012 yılında 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bine ulaştı. İş cinayetleri hız kesmezken, çocuk işçi ölümleri de giderek “yerleşik” bir hal aldı. 2016 yılı boyunca en az 56 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetmiştir. 2017’nin ilk 4 ayında ise her ay en az 2 çocuk iş cinayetine kurban gitti.

Müfredat meşrulaştırıyor: AKP hükümeti, ders kitapları aracılığıyla ideolojisini geleceğe aktarıyor. Çocuklar küçücük yaşta evlensin, evde erkeğin, toplumda da devletin denetimi altında olsun istiyor. Geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallar ile meşrulaştırmaya çalışan MEB, eğitimin en önemli unsuru olan ders kitaplarıyla, aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan politikalarla kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini meşrulaştırıyor. Eğitimde cinsiyetçi ifadelerin yaygınlaştığı eleştirilerinin yoğunlaştığı bir dönemde MEB bu ve benzeri kitapların öğrencilere ulaştırılmasına aracı oluyor. Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların geleneksel rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredatlar da cinsel istismarın önünü açıyor.

‘MEB utancımızı pekiştiriyor’
4+4+4 çocuk işçiliği yaşını 13’e düşürdü

12 Haziran “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” kapsamında açıklama yapan Eğitim İş, MEB’in politikalarının çocuk işçiliğinin önünü açtığını belirterek “Çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunuyor ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı çalıştırılıyor. 2016 yılında 56 çocuk iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmiştir. Bütün bunlar ışığında AKP hükümetinin çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği ortadadır. 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 eğitim sistemiyle çocuk işçiliği yaşı fiilen 13 yaşa düşürülmüştür. Çocukların işçi olarak çalıştırılmaları, onların en doğal hakları olan eğitim haklarının ellerinden alınmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle çocukların çalışmalarına neden olan bütün toplumsal-ekonomik ortam sosyal devlet anlayışı temelinde kamusal olarak yapılandırılmalı ve tüm çocuklar ücretsiz eğitim, sağlık, beslenme ve benzeri en temel haklarına kavuşturulmalıdır” tepkisini gösterdi.

Görsel

AKP’li Başkan’ın oğlu olan öğretmen, çocuğa cinsel istismardan tutuklandı

28 Şub

AKP’li Başkan’ın oğlu olan öğretmen, çocuğa cinsel istismardan tutuklandı

Adıyaman Gölbaşı’nda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan Erdem Özdemir, lise öğrencisi bir kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı. AKP’li Belediye Başkanı Yusuf Özdemir’in oğlu olduğu ortaya çıkan zanlı suçunu itiraf etti.

 

28 Şubat 2017 Salı

Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesisinde Yavuz Ortaokulu’nda Fen Bilgisi ve Teknoloji öğretmeni olarak görev yapan evli ve 2 çocuk babası Erdem Özdemir (36), lise öğrencisi bir kız çocuğuna cinsel istismar suçundan tutuklandı. Zanlı, savcılık ve mahkeme ifadesinde suçunu kabul etti. Özdemir’in Gölbaşı Belediye Başkanı AKP’li Yusuf Özdemir’in oğlu olduğu ortaya çıktı. Erdem Özdemir’in avukatı Gökhan Çağlayan, “Şüpheli belediye başkanımızın oğludur. Tutuklanması halinde telafisi imkânsız zararlar doğacaktır” diyerek savunma yaptı.

Evli ve 2 çocuk babası öğretmen Erdem Özdemir, 23 Şubat günü mağdure kız çocuğunu ilçe merkezinden alarak Karaburun Köyü yakınlarına götürdü. Bir polis durum fark ederek olay yerine gitti ve durumu jandarmaya bildirdi. Zanlı Erdem Özdemir, mağdure ile geçen nisan ayında samimi olduklarını, geçen yıl aralık ayında çocuğa cinsel içerikli mesaj ve fotoğraflar gönderdiğini ve çocuğa cinsel istismarda bulunduğunu savcılık ve mahkeme ifadesinde kabul etti. Zanlı Özdemir, savcılık ifadesinde mağdur küçük kıza bir sırt çantası hediye aldığını söylerken, savcılık ve mahkemedeki ifadesinde küçük kıza onunla evleneceğini söylediğini, onu sevdiğini, rızası dışında bir şey yapmadığını savundu.

‘Babası belediye başkanı’

Şüphelinin avukatı Gökhan Çağlayan ise savunmasında şüphelinin olayı bütün açıklığıyla anlattığını belirterek, “Şüpheli belediye başkanımızın oğludur. Tutuklanması halinde telafisi imkânsız zararlar doğacaktır. Şüpheli sabit ikametgâh sahibidir, delil karartma şüphesi söz konusu değildir. Adli kontrol hükümleri uygulanarak şüphelinin serbest bırakılmasını talep ederiz” dedi.

‘Nitelikli cinsel istismar’

Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı’ndaki ifadesinin ardından Adıyaman Gölbaşı Sulh Ceza Hãkimliği’ne sevk edilen zanlı Erdem Özdemir, “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan tutuklandı. Mahkeme kararında, mevcut delil durumu ve kuvvetli şuç şüphesinin sübut bulması, suçun katalog suçlardan olması, sanığın üzerine atılı suçun ceza miktarı, henüz delillerin tam olarak toplanmamış olması, şüphelinin delilleri karartma ihtimalinin bulunması, adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının işlendiği iddia olunan suç açısından yetersiz kalacağına hükmetti.

AKP’li Başkan Özdemir: Olayı tam bilmiyorum

AKP’li Belediye Başkanı Yusuf Özdemir ise “Gizlilik kararı olduğu için bize bilgi verilmedi. Olayı tam olarak bilmiyorum. Bir kumpas mıdır bilmiyorum?” dedi Oğlunun savcılık ve mahkeme ifadesinde suçunu itiraf ettiğini belirterek, avukatın savunmasını “Şüpheli belediye başkanımızın oğludur. Tutuklanması halinde telafisi imkânsız zararlar doğacaktır” dediğini sorduğumuz Özdemir, “Biz avukat tutmadık. CMK’den verilen avukat mı bilmiyorum. Gizlilik kararı olduğu için bize hiçbir bilgi verilmedi. Biz de net olarak bilmiyoruz” diye konuştu.

Osmanlıda ibnelik

14 Ara

Osmanlı döneminde (oğlancılık) çocuk yada genç erkek sikme işi çok yaygındı. Başlarında sarık yüzlerinde sakal bir müslüman görünüşle işin üstü örtülüyordu.

Hz Muhammet Mustafa efendimizin 8 yaşındaki bir kızla evlendiğini bilmeyen yoktur. Ancak biz müslümanız bunun üstünü öyle böyle örteriz…

 

Osmanlıda ibnelik

Osmanlıda ibnelik

 

Türkiye'de müslümanlar çocuk sikme olayına karşı çıkmıyorlar. Çünkü Arap ile Farslar'da bu olay doğal karşılanır. Karşı çıkanada saldırırlar... Bu karşı çıkanada saldırdılar.

Türkiye’de müslümanlar çocuk sikme olayına karşı çıkmıyorlar. Çünkü Arap ile Farslar’da bu olay doğal karşılanır. Karşı çıkanada saldırırlar… Bu karşı çıkanada saldırdılar. AKİT Gazetesi yazarları oğlan sevicisi çıktı.

İmam Hatip’te gerçekleşen çocuk sikmeyi duyurmak da yasak oldu

8 Kas

İmam Hatip’te gerçekleşen tacizi duyurmak da yasak oldu

CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın Adıyaman’ın Gerger İlçesi’nde bir İmam Hatip lisesinde cinsel istismara uğrayan öğrencilere ilişkin yaptığı açıklamaya erişim engeli getirildi.
Kaydet Kaydettiklerim
 08 Kasım 2016 Salı, 13:59

[Haber görseli]

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın Adıyaman’ın Gerger İlçesi’ndeki İmam Hatip lisesinde öğrencilere cinsel istismarda bulunulduğuna ilişkin yaptığı açıklamaya Gerger Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli getirildi.

Adıyaman’ın Gerger İlçesi’ndeki İmam Hatip lisesinde öğrenim gören yaklaşık 30 öğrenciye cinsel istismar yapıldığı gerekçesiyle okul görevlisi 1 hademe tutuklanıp, 3 idarecinin görev yeri değiştirilmişti.

Taciz iddiasını Türkiye’ye duyuran isim CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş oldu. İddiaların büyük yankı bulması üzerine taciz haberini yayınlayan internet sitelerinin ilgili linklerine saat 20:30 itibariyle Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından engelleme getirildi.

ERİŞİM ENGELİ GELEN SİTELER

CHP’li Yarkadaş’ın açıklamasını yayınlayan şu sitelerin haberlerine erişim engeli geldi:

Gerçek Gündem, Cumhuriyet, Evrensel, Artı 49, Birgün, Sol Haber Portalı, Duvar Gazetesi, Habercem, Gazeteport, Omedyam, Anayurt, Habergünce…

İnternet sitelerine gelen erişim engeliyle beraber Adıyaman’ın Gerger İlçesi’nde İmam Hatip lisesinde yaşanan cinsel istismar haberini okumak isteyenler ilgili habere ulaşamadı. Olayın sosyal medya hesaplarına yansımasıyla, kamu görevlilerinin harekete geçerek yazılanların silinmesi için baskı yapmaya başladığı öğrenilmişti.

AVUKAT AYDOĞAN ERİŞİM ENGELİNE İTİRAZ EDECEK

Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın Avukatı Turan Aydoğan erişim engeline itiraz edecek.

İmam Hatip’te çocuk sikme uygulaması

9 Eki

İmam Hatip’te çocuk sikme uygulaması: Kocacım ne yapıyorsun?

Ankara Etlik İmam Hatip Ortaokulu ve Anadolu Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni ve kadın basketbol takımı antrenörü Sertan Işıklı’nın 7’nci sınıf öğrencisi kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı.
08 Ekim 2016

[Haber görseli]

Ankara Etlik İmam Hatip Ortaokulu ve Anadolu Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni ve kadın basketbol takımı antrenörü Sertan Işıklı’nın 7’nci sınıf öğrencisi kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı. İmam hatipteki skandal, 14 yaşındaki kız çocuğunun Işıklı’ya attığı, “Kocacım ne yapıyorsun” mesajını kardeşinin görmesi ile ortaya çıktı. Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, kız çocuğunun annesi ve babasının da durumu fark etmesiyle olay polise yansıdı. Ailenin şikâyetçi olması üzerine Işıklı, çocuk istismarı iddiasıyla okulda gözaltına alındı. Mart ayında tutuklanarak cezaevine gönderilen Işıklı’nın okuldaki odasında ise beş ayrı kız çocuğu ile fotoğraflarının yer aldığı albüm bulundu. Çocuklardan birinin Atatürk Anadolu Lisesi’nde, diğerlerinin de imam hatip okulunda öğrenci olduğu belirlendi.

“Bana ‘kocacım’ derler”

cocuk_sikme_kuran

Allah yolunda çocuk bozma doğallaştırıldı.

İfadesinde kadın basketbol takımının hocalığını yaptığını ve kız çocukları ile arasının iyi olduğunu öne süren Işıklı, yargılamada sırasında şunları anlattı: “Öğrencilerim benimle çok yakındırlar. Kimi zaman birlikte kahvaltıya gideriz. Sinemaya gideriz. Bana ‘kocacım’ derler. 12’nci sınıftaki bir kız öğrencim ile de aramızda samimi bir diyalog vardır. Kendisi bizim evimize de gelmiştir. Eşimle aynı ortamları paylaştık. Masamda fotoğrafı bulunan Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki öğrenciyi tanıyorum ama resim nasıl oraya geldi bilmiyorum.”

‘Hocam galiba hamileyim’

Bir kız çocuğuna cinsel istismardan yargılanan ve 5 ayrı kız çocuğu ile samimi fotoğrafları ortaya çıkan Işıklı’nın telefonundaki mesajlar da dava dosyasına girdi. Işıklı’nın 7’nci sınıf öğrencisi çocuğa, “Bugün harikaydın” yazdığı telefonunda ayrıca hangi öğrenciden geldiği bilinmeyen, “Hocam galiba hamileyim” mesajı da bulundu. Çocuğun avukatları, bu deliller ve fotoğraflarla birlikte soruşturulmanın genişletilmesi talebinde bulundu. Mağdur avukatları, başta fotoğrafları bulunan beş çocuk olmak üzere birçok çocuğun istismara uğramış olabileceğini belirterek olayın incelenmesini istedi. Ancak mahkeme, karar aşamasına gelindiğini bildirerek soruşturmanın genişletilmesi istemini reddetti.

‘Aşk mektubunu bizzat gördüm’

Öğretmen lehine tanıklık yapmaya gelen İmam Hatip Lisesi öğrencisi 12’nci sınıf öğrencisi kız çocuğu ise mahkemede verdiği ifadede “6’ncı sınıf öğrencisi bir kız çocuğu Sertan öğretmene aşıktır. Sertan hocaya mektup verdiğini ben bizzat gördüm” dedi.

Hakkındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, istismarda bulunmadığını iddia eden Işıklı, “Biri benim çocuğuma bunu yapsa kafasına sıkardım” şeklinde savunma yaptı.

Çocuğa nitelikli cinsel istismardan yargılanan Işıklı’nın duruşması, savcının 15 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmesini içeren mütalaasının okunmasının ardından 14 Aralık’a ertelendi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) cinsel istismarda 15 olan yaş sınırını kaldırması ve mahkemenin kararın yürürlüğe girmesinden sonra görülmesi olasılığı, Işıklı’nın daha düşük ceza almasına yol açabilir.

Osmanlıda ibnelik

16 Eyl

Osmanlıda ibnelik yadırganmıyordu. Devlet kurumlarında bile ibnelik yaşatılabiliyordu. Onunda öncesi var. Selçuklular döneminde Farslar’ın çok oldukları bölgelede yaygındı.

Hz. Mevlana Celaleddin Rumi tanınmış bir ibne idi. Onun erkek arkadaşı da Şemsi Tebrizi idi.

Bu iş Osmanlı ile bitmiyordu, Ataları Orta Asya’yı ele geçirmek için Türkler’i KILINÇ-TAN geçirmiş olan, Arap kökenli Hoca Ahmet Yasevi‘de ibne idi. Onun erkek arkadaşıda Arslan Bab idi.

Burada günümüzde kimlerin ibne olduklarını yazarsak, saşırmayınız.

Biz salağız, ne bilelim, Avrupalı Osmanlıyı öve öve bitiremiyordu. Neden olabilirdi, anlayamıyorduk.

İbneler, fes-i sembolleri olarak seçtiler. İbneler gününde fes giyiyorlar. Bunun nedeni olarak da Osmanlı’nın ibnelere hoş görüsü olarak açıklıyorlar.

İbneler, fes-i sembolleri olarak seçtiler.
İbneler gününde fes giyiyorlar. Bunun
nedeni olarak da Osmanlı’nın ibnelere
hoş görüsü olarak açıklıyorlar.

Senin şeyhim deyip dua ettiğin  kişinin ibne olduğunu  biliyor muydun?

Senin şeyhim deyip dua ettiğin
kişinin ibne olduğunu
biliyor muydun?

Allah’ın huzuruna gidince, ben Osmanlıda ibneliğin olduğunu bilmiyordum dersen, Allahda seni çarpar.

Amacımız yalnızca temiz toplumdur.

Osmanlı

Osmanlı

ALPARSLAN TÜRKEŞ

15 Kas Atalarımızı böyle kılınçtan geçirdiler.

ALPARSLAN TÜRKEŞ

ALPARSLAN TÜRKEŞ
Bu gün Türkiye’de Türkler, koyunca olanlara bakıp, gülüp geçiyorlarsa, bu Hüseyin Feyzullah türkeş’in onları aldatmasından, onları CIA ya satmasından kaynaklanmaktadır.

Bu yazı bir alıntıdır. Kaynak: https://www.turkislamulkucusu.wordpress.com

ALPARSLAN TÜRKEŞ: KILINÇ MÜSLÜMANI, BOZKURTU YASAKLADI

27 Eyl

CİA_Amerika istedi, Türkeş bozkurtu yasak etti. (Erciyes, 1995)

CİA_Amerika istedi, Türkeş bozkurtu yasak etti. (Erciyes, 1995)

CİA_Amerika istedi, Türkeş bozkurtu yasak etti. (Erciyes, 1995) bununlada kalmayıp, Tarikatlar ile tekkelerin şeyhleri Alparslan Türkeş’e paralar vermeye başladılar, para verdikçede ülkücü kuruluşlara karışmaya başladılar. Bunun sonucu olarak, şeyhler A. Türkeş’den ülkücüleri “müslümanlaştırmasını” istediler.

Bir yanda para vermiş olan en başta Fethullah Gülen,

Gülen_Türkeş ortaklığı, ikiside Amerkancı, ikiside varlıklı, ikiside Türk değil.

Gülen_Türkeş ortaklığı, ikiside Amerkancı, ikiside varlıklı, ikiside Türk değil.

öbür yanda Nakşibendi Mustafa Bağışlayıcı, Menzil şeyhleri Türkeş’ten bozkurtu yasaklamasını, ülkücüleride camiye çekmesini istediler.

Türkeş,  Türkler'e ihanet ederek, ABD istedi diye gizlice tarikatlara yol verdi.

Türkeş, Türkler’e ihanet ederek, ABD istedi diye gizlice tarikatlara yol verdi.

Bunun üzerine A. Türkeş, bozkurtu yasaklayıp, ülkücüleri camiye çagırmıştı.

CİA_Amerika istedi, Türkeş bozkurtu yasak etti. (Erciyes, 1995)